Sıfır Bahane
Her gün farklı olaylarla karşılaşmak üzere yatağımızdan çıkıyoruz. O gün bize hangi sürprizleri sunacak acaba...
10 dakika geç mi uyandık, ani bir telefonla tüm randevularımız değişti mi? Bir gün önce yaptığınız program çöp mü oldu? Ya da evden ayrılana kadar başınıza gelmeyen kalmadı mı ?
Bunun yanı sıra çok keyifle tam zamanından 5 dakika önce uyanıp gerilerek ve güne gülümseyerek mi başladık. 5 dakika spor yapacak vakit ve güne canlanarak başlayacak havamız var mı? Aydınlık pırıl pırıl güneş bizi mi çağırıyor. O gün ne dilerseniz onun olacağına yürekten inanıyor musunuz?
Kısacası yatağın neresinden kalktınızsa bilin ki o gün size bu şekilde ya armağan ya da cehennem azabı olacaktır. O gün alınan kararlar, söylenen sözler, atılan tripler sizin bundan sonraki günlerinizi aylarınızı da etkileyecektir. Her şey günü ve hayatı nasıl algıladığınızla ilgilidir.
Peki bu durumda ne yapalım ki hep o pozitif havayı yakalayalım. Her şey sizin beyninizde başlıyor. İlk önce bilin ki olaylar algıdan ibaret bir illüzyondur bunu kabul etmeliyiz. Kurbanı oynamak en kolayıdır. Başıma gelen olaylar hep bundan dolayıydı demek ve hiç bir sorumluluğu üstlenmemek günümüz insanının en çok başvurduğu kaçıştır. Halbuki hayatı nasıl yaşayacağımız bizim elimizdedir.
Olabilir geç uyanmışızdır, gömleğimiz kirlidedir, servisi kaçırmışızdır. Burada yapılacak şey suçlu aramaktansa hemen çözümlere odaklanmak ve eskilerin deyimiyle “vardır bunda bir hikmet” gözüyle dünyaya bakmaktır. O zaman sorumluluğu ele alıyoruz. Neler yapabileceğimize konsantre oluyoruz. Çözümler bizi pozitif bir havaya koyuyor. Ve oluşturulan o negatif olaylar dizisi yavaşça mazi olarak anılarımızda kalıyor. Hatta tanrının bir lütfu alacağımız dersi alarak ve bunları tecrübe hanesine not ederek yaşanan gerilimleri hafızamızdan silebiliyoruz.
Gününüz bol kahkahalarla ve keyifle dolsun....
İnci Tokatlıoğlu
