Y Kuşağının Mucizeleri
Tüm gezdiğim şirketlerde ve verdiğim eğitimlerde ortak bir kanı var.
“Yeni gelen kuşak saygısız, aidiyet duygusu zayıf ve yerini bilmez. Hemen ilk günden en üst kademeyi hedefleyen ve basamakları üçer beşer atlayarak sabırsızca kendini CEO yada genel müdür 
olarak gören densizler. Ukala oldukları gibi çalışma azimleri de yok. Verilen işi de beğenmezler. Bir şirkette 2-3 yıldan fazla çalışmazlar.”
Gerek şirketlerin insan kaynakları uzmanları gerek de orta-üst düzey yöneticilerin ortak sıkıntısı bu noktada birleşiyor. Peki kim bu yeni kuşak dediğimiz gençler...
1980-2000 yılı arasında doğmuş bugün en yaşlısı 35 yaşında ve birçok şirkette orta ve hatta üst düzey yöneticiliğe başlamış bir kuşak bu aslında. Y kuşağıyla daha önce doğmuş 1955-1964 yılı arasında doğan Baby Boomer ve 1965-1979 yılı arasında doğan X kuşakları arasında öyle derin bir uçurum var ki birbirlerini anlamaları çok zor görünmekte.
Bu gençler aileleri tarafından elden geldiği kadarıyla en iyi şartlarda büyümüş, teknolojiyi içselleştirmiş, zorlanmadan elde etmeye alışmış. Öz güvenleri yüksek ve sosyalleşmeyi tamamen sanal ortamda gerçekleştiriyor. Değerleri diğer kuşaklardan çok farklı yani vatan, millet, din gibi kayıtsız şartsız inanmaktansa sorguluyor. Sevgi ve keyif almak en üst değerleri. Sadece saygı duyduğunda saygı gösteriyor. En önemlisi de ne istediğini bilen, hedefi yakın zaman aralıklarında koyan, uzağı düşünmeyen hızlı yaşayan, tüketen girişimci bir kuşak.
Bu kuşağın mucizelerine gelince müthiş bir enerjiye sahipler. Ancak bu enerji o ateşlendiğinde ortaya çıkıyor. Bunun için fikirlerine değer verilmeli, dinlenmeli, zorlanmalı ve geri bildirim almalıdır. Aynı anne ve babalarının onlara uyguladığı gibi.
Evet şirket bağlılıkları yok ancak bir üst düzey yöneticileri onlara saygı duyar destekler ve koçluk yapabilirse işte o zaman bu kişiye bağlılığı sonsuza kadar devam edecektir. Yöneticileri gelişime her zaman açık olmalılar ve desteklemeliler. Bu kuşaktan tersine mentorlük alarak teknolojik gelişime destek olmalarını istenebilir. Ayrıca girişimci ruhları her zaman desteklenmeli ve o sonsuz yaratıcılıklarından faydalanmalıdır. Takım çalışmasına yatkın bu gençler için ne kadar esnek davranılırsa o kadar fayda alınacaktır.
Kısacası istendiğinde ve bilindiğinde en zorlu diyebileceğimiz kuşaktan da maksimum verim alınacaktır. Ve unutmayalım gelecek onların. Değişime açık oldukça onları da daha çok yanımızda göreceğiz.
