İçindeki Gücü Farket
Güç nedir aslında? Hayatımızı en çok yöneten olgu. Bebek dünyaya gözlerini açar açmaz annesine karşı bir güç gösterisinde bulunur ve avaz avaz ağlar. Panikleyen çiçeği burnunda anne onu susturmak için elinden geleni yapar. İşte o andan itibaren güç bebeğin eline geçmiştir.
Zamanla ağlayarak istediğini elde etmeyi öğrenen çocuk bu sefer bu güç oyununu arkadaşlarına karşı oynar. Çünkü bilir ki güçlü olan sevilir ve saygı görür. Bundan sonra güç artık yetişkin olana kadar çocuğu avuçlarının içinde tutacaktır. Taa ki onu üzecek, çaresizliğe sürükleyecek, başarısızlık hissettirecek deneyimler yaşayana kadar. Sonrası umutsuzluk, korku, endişe gibi duygular ve neticesinde güvensizlik duygusu kişiyi sarıp sarmalaması.
Şu anda siz neredesiniz? İçinizdeki o büyük gücün farkında mısınız? Bizi birileri ya da en kötüsü kendimiz başarısız diye etiketleyene kadar biz herşeyi yapabiliyorduk. Şimdi bu nasıl değişecek?
Herşeyin başı inanmaktan geçiyor. Biz neye inanıyorsak onu var ederiz. Eğer çaresiz olduğumuza inanıyorsak hayat bize ne kadar çaresiz olduğumuzu deneyimlemeye çağırır. Eğer her koşulda bir çözüm bulacağımıza inanıyorsak o çözümler hiç beklemediğimiz anda önümüze dizilir.
Bunun nedeni basittir aslında. Algıda seçicilik. Beyini neye bakmaya koşullandırırsak onları cımbızla çeker gibi hayatımıza sokar. Bu da bizi inanılmaz güçlü kılar. Çünkü artık istediğimiz şeyleri elde edebileceğimize kalpten inanır ve bunun için çaba gösterirsek sonucunda ulaşacağız .
Hadi o zaman içimizde bekleyen, uyuyan o koca devi uyandıralım ve ne kadar mükemmel olduğumuza tekrar inanalım.
